YEŞİM AYDIN
Yıl 1905
Mustafa Kemal, Harp Akademisini 5.olarak bitirir..
Kurmay Yüzbaşıdır ve atama haberini bekliyordur. Fakat bir ihbar üzerine yakalanır ve hapsedilir.
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının tutuklanma sebepleri olarak ;”Okulda gazete çıkarmak ve zararlı fikirleri yaymak/
Abdülhamit’in arabasına bomba atmak/
Sirkeci’de ki evde gizli toplantılar yapmak/
gizli örgüt kurmak olarak bildirilir..
Bu suçlamaları doğrudan ispatlayacak bir delil olmamasına rağmen muhbirin sözü yeterli sayılır..
Önce Taşkışla’da hücrelere kapatılırlar, sonra Yıldız sarayı’nda sorgulanırlar.
Mustafa Kemal sorgulama sırasında özellikle çok hırpalanır. Arkadaşı Ali Fuat sorgu sırasında “protokole göre sultanın üniformasını giyen bir subaya sultandan daha aşağı rütbeli birinin el kaldıramayacağını “söyleyerek hırpalanmaktan kurtulur. Çok sonraları Mustafa Kemal, Ali Fuat’ın bu akıllıca hamlesini öğrendiğinde gülümsediği söylenir..
Yıldız Sarayı’ndaki sorgulamanın ardından, Sultan Abdülhamit muhaliflerinin sürgün edildiği Bekirağa bölüğünde tutuklanıp hapsedilirler..
Mustafa Kemal soğuk ve küçük bir hücreye atılır. Duvar dibinde eski bir ranza, üzeri küflenmiş eski bir yatak, odanın her tarafını sarmış rutubet kokulu bir hücre..
Ali Fuat 20 gün sonra serbest bırakılır.
Onlara göre suç olan eylemlerin lideri olarak gördükleri Mustafa Kemal 2 ay hapiste tutulur.
Akabinde suikast suçlaması asılsız çıkar.
Diğer suçlar ise(gazete çıkarmak, evde gizli toplantılar yapmak) ise ordudan atılma cezasıdır. Neyse ki Harp Akademisi müdürü Ali Rıza Paşanın devreye girmesiyle bu ceza sürgüne dönüştürülür ve Mustafa Kemal ve Ali Fuat ,Şam’daki 5. orduya tayin edilir. O sırada Arap
kabileleri Osmanlı’ya karşı ayaklanarak özgürlüklerini ilan ediyorlardı.
Mustafa Kemal’in oraya tayin amacı da orada öldürülüp ,geriye dönmemesini sağlamaktı.
Şam bir tayin değil, sürgündü..
Mustafa Kemal, her zaman ki cesareti, inancı ve azmiyle kabul eder ve;
“pekâlâ,” der “Biz bu çöle gider ve orada yeni bir devlet kurarız.”
Sonrası “subayı” olduğu Osmanlı hükümeti tarafından vatanı kurtarmak uğruna attığı adımların defalarca engellenmesiyle devam etse de o başardı..
Ona karşı yapılan her hamleyi vatana ihanet saydı ,kabullenemeyeceği bu vahim durum karşısında, yılmadı Mustafa Kemal ve ona inananlar daha da güçlendi…
Devleti çölde kuramasa da Ankara’da kurdu..
Öyle bir devlet kurdu ki; 100 yılı aşkın süredir “dahili ve harici bedhahlara “rağmen dimdik ayakta…
Ve yıllar sonra Türkiye Cumhuriyeti’n de ,hayatını vatan uğruna adeta “harcamış” Atatürk’ün ordusunda, eşsiz askeri dehaya sahip Ebedi Başkumandana bağlılık sloganı suç sayılır olmuş. Hem de “yüz kızartıcı”!!!
Yüreğimizde ki, tarihimizde ki şanlı Kuvayımilliye ruhunu utandıracak onca usulsüzlük, hukuksuzluk, dilsiz şeytanlık varken; bu yüz kızartıcı suç öyle mi!!
Tarih ;Mustafa Kemal’in kendisi gibi subaylarının da Vatan sevgisini sorgulayan! iktidarları sahneye çıkarıp tekerrür ettirse de ,her tekerrürün farklı tezahürlerinin de olacağı umudunu koruyan yine tarihimizdir..
istiklal marşımızın şairi Mehmet Akif’in dediği gibi;”tarih”i “tekerrür” diye tarif ediyorlar;
hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
İktidara ,muhalefete, vatanın her bir karış toprağına, özgürlüğüne gönül vermiş her bireyin ,gerek bireysel gerek toplumsal hareketle “susma, sustukça sıra sana gelecek “sloganını içselleştirme, uygulama vaktidir..
Tıpkı Kurtuluş Savaşında olduğu gibi; Söz konusu vatanın bölünmez bütünlüğü, Laik hukuk devletinin sarsılmaz ölçütünü korumak olduğunda herkes “Mustafa Kemal’in Askeridir”
UNCATEGORİZED
23 saat önceUNCATEGORİZED
1 gün önceUNCATEGORİZED
1 gün önceUNCATEGORİZED
3 gün önceUNCATEGORİZED
5 gün önceUNCATEGORİZED
5 gün önceUNCATEGORİZED
8 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.