KARS’TA BİR ÖĞRENCİ İNTİHAR ETTİ

HABER: ÇETİN KELEŞ

Kars’ın Susuz İlçesinde İmam Hatip Lisesinde yatılı öğrenim gören bir kız öğrenci kaldığı yurdun 3. Kat penceresinden atlayarak intihar etti.

Edinilen bilgilere göre susuz Gülizaroğlu Abdullah Anadolu İmam Hatip Lisesi 9. Sınıfta  okuyan kız öğrenci kaldığı pansiyonun 3. Katındaki pencereden atlayarak intihar etti. Henüz belirlenemeyen bir sebepten dolayı intihar eden öğrenci düştüğü zeminde hayatını kaybederken olayla ilgili resmi makamlardan bir açıklama yapılmadı.

Bahse konu intihar olayının yaşanması dikkatleri Son zamanlarda eğitim yuvası olmanın uzağında konulara mevzu edilen okullarda yaşanan öğrenci hadiselerinin kamuoyu tarafından hadiselerin tek başlıkta değerlendirilmesine sebep oldu.

Bu bağlamda birinden bağımsız müstakil hadiseler olarak lanse edilmesinin aslında eğitim kurumlarının yönetildiği merkezde yaşandığı iddia edilen ve bu yaşananlardan hareket edildiğinde Milli Eğitim Müdürlüğü idaresindeki okul idarelerinin de bu boşluktan faydalanıp eğitim kurallarından uzaklaşması öğrenciler için teneffüs zili yerine tehlike çanları çaldığı gerçeği örtülmeye mi çalışılıyor?

EĞİTİM KURUMLARINDA NEDEN SULAR DURULMUYOR?

Kars Başgedikler Köyü okulunda görevli öğretmenin sınıfta ders anlatıyor olması gerektiği bir saat de hiçbir mazeret bildirme gereği dahi duymadan görev yerini terk ederek sınıfı boş bırakmışken bu boşluktan istifade eden bir yetişkin elini kolunu sallayarak geldiği sınıfta bir öğrencinin babası yaşında biri tarafından arkadaşlarının gözü önünde dayak yeme hadisesi hala sıcaklığını koruyor. Bir öğretmene hesabın bile sorulmadığı sorumsuzluğu, görev yerini mazeretsiz terk etmesi yüzünden yediği dayakla yaralanması, aynı kişinin yine geldiği gibi hiçbir müdahaleyle karşılaşmadan geldiği rahatlıkla geri gitmesi, okulu idareden sorumlu müdürün olaydan ancak veli tarafından yapılan ihbarla kolluğun okula gelmesiyle haberdar olduğunu beyan etmesi ve hatta olması gerektiği sınıfı neden terk ettiğinden bahisle hakkında soruşturma başlatılmaması gibi elbette eğitim ve güvenlik adına utanç olsa da yetkililerin yaptırım yahut tekrarının önlenmesi için tedbir alınmaması vs gibi adımların atılması elzem olsa da kimsenin kılını kıpırdatmıyor.  Bu sürecin yankıları sürüyorken bu kez iki kız öğrencinin okuldan ayrıldıktan sonra kaybolma hadiseleri gündeme geldi. Okul idaresinin sorumluluk saati sonrası ve okul dışında cereyan ettiği için öğrencilerin özel hayatlarından kaynaklı olarak hanelerinden kaçmış oldukları gibi fikirlerin önü açılmak istense de daha sonra neredeyse kesin fakat kesinliği ancak idari yada adli makamların başlatacağı soruşturma ile sağlanabileceğinden “iddia” boyutunda ifade edilmek zorunda kalınan edinilmiş bilgilere göre çocuk yaştaki kız öğrencilerin tüm tehlikeleri göze almak pahasına evlerine gitmemelerine bir öğretmenin tanık olduğunu iddia ettiği sigara kullanıyor olduklarını kız öğrencilerin ailelerine ileteceğini söyledi ve öğrenciler okul saati sonrasında öğretmenin ailelerinin tepkisi ihtimali ile yaratılan korkudan kaynaklı olarak evlerine gitmedikleri sonucu çıktı ortaya. Öğretmenlerin doğuracağı sonuçları düşünmeden gösterdiği bu davranış belki de kız öğrencilerin sığınacakları yakınları olmasa bu savunmasız yavrular tehlikelerin kucağına atılmış olacaklardı ki öğrenci psikolojisi ile ilgili hassasiyeti bile oluşmamış öğretmenlerin bu gibi tutumlarıyla artık bu ihtimallerin çokta uzak olmadığı anlaşıldı. Gittikçe maksadıyla zıt neticelerin vuku bulduğu eğitim yuvalarında çeteleşme, öğrenciler arası kavga hatta bıçaklama olayları rutin bir hal almışken en son yaşanan intihar vakasıyla birleşen sürece vakıf olan veliler “çocuklarımızı gelecekte aile ve topluma faydalı bireyler olarak yetişmelerinin sağlanması amaçlanan eğitim kurumlarının böyle asayiş hadiseleri ile sıkça gündeme gelmesi toplumsal bir infialdir. Eğitim idarecilerinin yapacağı hatalar ve görevlerini tam olarak yerine getirmemeleri  öğrencilerin geleceklerini doğrudan etkilediği muhakkaktır. Bu durumdan hareketle bakıldığında gelinen nokta durumun ne kadar endişe verici bir hal aldığını maalesef gösteriyor bize. Okulda yaşanan ve münferit görünen hadiselerin sonuçlarına bakıldığında okulların hızla ilerleme gösterdiği asayiş vakalarıyla ne yazık ki sabıkalı bir nesille geleceğin toplumunun oluşuyor olduğunu görmezden gelsek bile ne yazık ki veriler ve kayıtlar bu gerçeği yüzümüze tokat gibi vuruyor. Okullardaki durumun sorumluları biran önce güvenden yoksun ve rezalete sebep olduklarıyla yüzleşip görevi makamlarını bırakmaları toplumsal bir görev olarak kabul etmelidirler