DOLAR 28,9438 0.05%
EURO 31,2068 0.16%
ALTIN 1.885,590,11
BITCOIN 12709050,62%
Kars

KAPALI

12:59

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

“İTİBARIN İNTİKAMI” filminde yetkililer uykuya mı daldı?
238 okunma

“İTİBARIN İNTİKAMI” filminde yetkililer uykuya mı daldı?

ABONE OL
Mayıs 8, 2023 17:54
“İTİBARIN İNTİKAMI” filminde yetkililer uykuya mı daldı?
2

BEĞENDİM

ABONE OL

ÇETİN KELEŞ

Akıllının biri seyir halinde iken aracının lastiği patlıyor, inip lastiği sökmüş değişecekken aksilik bu ya yağmur yağıyor
Yağmurda beklemek zorunda kalan şoför bide ne görsün;
yağmur suları kenara bıraktığı bijon ( lastik vidası) ları logar kanalına taşıyor
Eyvah!
dövünüp kara kara düşünürken bütün olan biteni pencereden seyreden bir deli yanına gelip ne olduğunu soruyor;
Git be kardeşim senin aklına mı uyacağım
Ya bi söyle gene de sonra gene kendi aklındakiyle ilerlerlersin diyip ikna ediyor;
aracımın lastiğini söktüm bijon vidalarını kenara bırakmıştım yağmur suları alıp logara kapağından kanala attı kaldım böyle çaresiz
Kaç lastik var arabada?
4
Kaçar tane bijon vidası tutuyor?
4 er
o zaman her birinden 1 bijon vidası sök buna tak 3 er bijonla gideceğin yere varmış olursun
Cevabı alan akıllı delinin yüzüne şapşal şapşal bakıyor;
“Ya kardeşim sen bu akılla nasıl olurda deli hastanesinde olursun” diyor
Deli yapıştırıyor cevabı;
“ben deliyim, gerizekalı değilim”
* * *
son zamanlarda basın ahlak yasasının uzağından yakınından geçemeyecek birileri yine her seçim arifesinde olduğu gibi yine bir internet sitesi kurup korsan gazetecilik yapmaya başladı.
Bu hususta daha evvel de ” soytarılık etmeyin” başlığında bir makale yayınlayıp yetkilileri mesleğin ve muhattabının şerefini korumak adına göreve çağırmak için demiştim ki;
“Şerefinin korunması adına muhtaç hale getirilen bu mesleğin gerçek mensubu biri olarak bir an önce korsan sitelerle, hiçbir mesleki yükümlülüğü yerine getirmeden basın şeref ilkesinden yoksun faaliyetlerle mesleği, dolayısı ile de biz mensuplarını pisleten, tarafsız olmak mecburiyetinde olan görevin icracıları kamu nezdinde taraf gibi lanse eden gazeteci olmayan sanal medya kullanıcılarının ayrıştırılmasını talep ediyorum.”
Sonra aynı şahıs yine bugün yazıların konusu olan Adem Çalkın’la bir görüşmesini servis edene kadar hiçbir müdahele olmamışken birden bir gecede alınıp hakkında işlem yaptırılarak bir de özür diletildi.
Neymiş?
Devlet muktedirmiş
Peki ya o zaman birkaç saat içinde söz konusu kaydın yayılmamasını da önemli ölçüde engelleyen, o şahsı anında bulup alıp müdahale eden kudrete ne oldu?
* * *
Durum karşısında şaşırdığım ve olması gerektiğini düşündüklerimi bir kaç soru ve başlıkta toplamak elzem olmuş iken;
seversiniz sevmezsiniz ama bir siyasi partinin il başkanını, bir vekil adayının
Bürokratik bir makamı işgal halindeki kişi üzerinden kurumu
Bir başka kurumun başındaki adamı henüz suçlama dahi yokken karalamaları önleyecek bir yaptırımımız yok mu? varsa uygulamak için ne bekleniyor…
Bu tutumlarla cesaretini artırıp daha ileri giden kişilerin okuduğum tek yazısında
Özel hayatın gizliliği ilkesinin ihlali
İftira
Şantaj
Basın yoluyla hakaret
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik
Kamu kurum ve kuruluşlarını karalama vs gibi suçların fiilleri tamamen oluşmasına ve “kamuya karşı suç” türünden olduğu sebebiyle şikayet beklenmeksizin işlem başlatması gereken savcılar neyle meşgul?
Emniyet birimlerinin “siber suçlarla mücadele şubesi” yazı yazmaktan cümle kurmantan aciz birinin izini ip adresinden tespit edebilecek donanımda olduğu muhakkak iken bu mekanizma neden devreye sokulmuyor?
Yetkililer mülk dahilinde süren bu soytarılıktan haberdar mı değil?
Konu diğer kurum veya siyasi kademe temsilcilerine gelmesi mi bekleniyor müdahale için;?
Kısacası devlet kademeleri bir seviyesizin ağzına sakız olmuş itibarsızlaştırılıyorken devletin temsilcileri devletin itibarını koruyamayacak halde mi?
* * *
Gel gelelim soytarıya;
1- madem kamu yararını bu kadar düşünüyor ve alehine gelişmelerden bu kadar yakinen ilgili idin üzerinden aylar geçmiş konuları neden daha önce yargıya bildirmedin?
2- belli ki seçimi ve dolayısı ile şantajla nemalanmayı bekledin. Eğer böyle ise şimdiye kadar geçen süredeki pazarlık nasıl gelişti, anlaşmazlık hangisiyle hangi hususta gerçekleşti?
3- fuhuşun suç olmadığı bir ülkede belden aşağı iddialar suç kapsamında değerlendirmeyecekken bu ifşa tehdit ve savları ile itibarsızlaştırmaya çalışarak hangi siyasi rakibin öne geçmesini amaçlıyor veya hangi siyasi intikamın maşası olmaya çabalıyorsun?
4-tesadüf değilse tahmin ettiğim kişi daha evvelde bu suçtan ağır ceza almasına rağmen İŞKUR MÜDÜRÜ nün güvenlik araştırmasını yaptırmamasını hangi marifetiyle sağladı?
tesadüf değilse tahmin ettiğim kişi üzerinden hangi menfaati amaçlıyorsun az çok belli ama bir insanın namus ve şerefi üzerinden ilerleyerek şantaj-tehdit yolu ile çıkar sağlamak teleffuzdan imtina ettiğim sözde yazına konudaki yakıştırmanın daniskasıdır. Hukukta ilk ders “suçlu yoktur kişileri suça iten koşullardır” . İnsanları sonradan hakaret sıfatı ile tanımlayacağınız şeylerin mecburiyetinde bırakmak siyaset yosmalığıdır
Bu kadar detaylı en mahremine vakıf, an be an tanıklığını anlattığın sahnede hangi roldeydin? öyle ya kişi kendinden bilir işi
* * *
Durumdan vazife çıkartma sebebim şu ki;
Kim görse kim okumuşsa kim haberdarsa bu siteden herkes göz kırpık sırıtarak köşeye çekip soruyor, ‘aramızda kalsın’ der gibi;
Sensin demi?
Başlarda hiç oralı olmadım güldüm geçtim ama sonra iş bel altı vurmalar boyutunda ilerlemeye başlayınca bunu bana yakıştırana iade edeceğimi bildirerek açıklama zarureti hasıl olmuştur;
“bilinsin ki” demeyeceğim çünkü herkes zaten çok çok iyi biliyor ki ben yazdığım yazının sorumluluğundan hiçbir zaman kaçmadım.
Bu zaman zaman örgüt seviyesinde saldırılara, toplumsal linçe, çirkin çirkin itamlarla iftiralara, maddi manevi zararlara malolsa da hayatım pahasına savunduklarımın arkasında durdum.
Muhatabının kim, ne, ne kadar güçlü, ne kadar yetkili olduğuna bakmadan halkın menfaati görevimi elimden geldiğince yaptım ve yazdığım her yazının altına imzamı attım.
Hülasa;
Bu alçak üslubu kullanacak kadar görgüsüz
Saklanacak kadar korkak
Tehdit edecek kadar zavallı tek bir yayınımı gösteremeden sırf ve sadece aykırı sözüm ona muhalif bir kaç satır ahlaksızlığı yayınlamayı cesaret sandıkları için benim olduğunu aklından geçirenler iki kere düşünsün.
İlk önce dönüp şehirde memuriyet satıldığını
İşkurda dönen dolapları
İktidarın mal varlığını
vs vs vs konu eden yazıların altında hangi imza vardı diye düşünsünler sonra da bunlardan korkmayanın buna nasıl bir cevap vereceğini düşünsünler.
Uzun sözün kısası meslek cesaretim, asaleti ile gözlediğim meslek duayeni Babam Hıdır KELEŞ’in basın ahlak yasası ilkerleri sınırında tamamladığı yaşam öyküsündendir.
Yayın ilkemiz yine idolümüz babamız Hıdır KELEŞ şiarıdır.
Buna ‘delilik’ diyenler var evet ve haklı da olabilirler ama asla o üslupta o yazıları yazacak kadar gerizekalı değilim.

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

%d